🌟 İş Planım, Topluma Değer Katan Bir Sosyal Girişim Projesidir! 🚀

Yenilikçi Girişimciler Eleştirel Düşünün!

13 Kasım 2024, Çarşamba

Çevremizi tek bir sabit bakış açısıyla ve tüm koşulları görünene göre değerlendirdiğimizde çevremizde bulunan ve çoğunlukla da derinlere saklanmış fırsatları kavrayabilmemiz zorlaşır. Farkında olmak, fark oluşturmak yenilikler üretmek ve yeni fikirler geliştirmek, tek bir açıdan değil birçok farklı açıdan koşulları değerlendirmeye ve tabi çok çeşitli disiplinlerden bilgi birikimi edinmeye bağlıdır. 

Geliştirilen yeni bir ürün ya da hizmetin kısaca yeni bir girişimin başarıya ulaşması; yeni girişim fikrinin nasıl hayata geçirileceğinden çok nasıl geliştirilebileceğine odaklanmakla mümkündür. Yani aslında girişim fikri sürekli gelişime açık olmalı ve bu fikri keşfeden girişimci de sürekli eleştirel düşünmeye devam etmelidir.

Günümüzde ne yazık ki birçok yeni fikre ve fikir sahibine ne yazık ki gereken derecede önem hala verilmiyor.  Çünkü bireylerin eğitimleri ve tecrübeleri onları sürekli duygulardan arınmış sadece belirli bir mantık dahilinde düşünmeye itiyor ve aksi ve yenilikçi bir düşünce geldiğinde onu sorgusuz reddediyor.

Mantıklı yaklaşım için belli bir bilgiye ulaşmak ve o bilgiyi gerçekçi bir biçimde yorumlayarak fikri ispat etmek gerekiyor. Peki, sizce bu bir yeni fikir geliştirme sürecinde uygulanması gereken doğru yöntem mi? Tabi ki, hayır! Yeni fikir geliştirirken girişimci aslında tam da tersini yapmalı. Yani fikrinin doğruluğunu ve geçerliğini kanıtlamak için bilgi toplamaya koyulup o fikri sınamak yerine, bilgi toplayamadığı fikri geliştirmeye odaklanmalı.  Çünkü ancak standartlaştırılamayan fikirler yeni fikirlerdir ve yeni fikirler genellikle duygusal rahatlık hissedilen ve kişiyi konfor alanında hissettiren fikirlerdir. Dolayısıyla şunu belirtmekte fayda var; çevremizi gerçekten fark etmek, farkında olmak ve etrafımızda farkındalık oluşturmak için şuan ki bakış açımızdan tamamen farklı yeni bir bakış açısı kazanmalı ve yeni fikirlere ve yeniliklere olan önyargılarımızı yıkmalıyız.

Girişimler için gereken yeni fikirleri geliştirmede pek çok kişinin en çok zorlandığı kısım ise ulaşılması hedeflenen fikir yeni olduğu için daha önce üzerine herhangi bir araştırma yapılmadığından, fikir hakkında yeterli bilgiye ulaşımın da zor olmasıdır.  Girişimcilerin aklına yeni fikir geldiğinde ve bu fikri girişime dönüştürmek için çalışmalara başladığında çoğunlukla fikirle ilgili kısıtlı bilgiye ulaşacaktır. Bu durum girişimcinin motivasyonunu bozmamalı aksine onu daha çok sevindirmeli ve motive etmelidir. Çünkü eğer girişimci aklına gelen fikir hakkında çokça bilgiye ulaşmış olsaydı; o fikrin yeni bir fikir olmasından şüphe etmesi gerekecek ve muhtemelen o fikirle başlatılacak girişiminde başarısının sürdürülebilir olma ihtimali oldukça düşük olacaktı. Eğer bir fikir hakkında yapılmış az sayıda çalışma ve bilgi varsa; bu demek oluyor ki o girişimci gerçekten girişime dönüştürebileceği yeni bir fırsat keşfetmiştir. Girişimcinin böyle bir durumda yapması gereken ise bir an önce olası rakipleri de aynı fikri akıl edip hayata geçirmeden önce fikri girişime dönüştürmek olacaktır.

Biraz da mantıksal sınırlamalardan dolayı fırsatları keşfetmeden yetersiz olan girişimcinin iş dünyasında girişimlerinin kalıcılığından bahsedelim. Bugün yeni fikirleri keşfeden ve oldukça başarılı addedilen birçok start-up’ın ilk kurulumundan bir süre sonra sistematik olarak gerileme evresine geçtiğini bu alanla ilgili araştırma yapan pek çok kişi bilir. Peki, bunun en temel nedeni ne? Bana göre en temel nedeni piyasaya girerken var olan şirketleri hedef alıp onların eksik yönlerini gideren ürün ya da hizmetlerle işe başlamaları. Peki böyle işe başlayan start-up’ların eksikleri ne olacak? Yoksa onlar kusursuzlar mı? Tabi ki kusursuz değiller ve sadece ürünlerinin rekabet ettiği diğer ürünlerin sahibi rakip firmaların eksiklerini gideren start-up çözümleri ile uzun süre başarı yakalayamazlar. Çünkü onların rakip işletmelere yaptıklarını elbette bir süre sonra onlara yapan başka start-up’ların ortaya çıkması söz konusudur ve bu start-up’lar bu duruma kendilerinin de maruz kalabileceği ihtimalini gözden kaçırmaktadır.

Uzun süreli kalıcı başarıyı hedefleyen girişimci için en doğrusu ne? En doğrusu yeniliğe odaklanmak ve yenilikçi yaklaşımla yeni fikir üretip geliştirmek. Mantıksal analizlere olan eğilimlerimiz her ne kadar birçoğumuzu kanıt bulma arayışına soksa da; bu analitik düşünce sınırlamalarından biraz olsun uzaklaşmalıyız. Mantık çoğu zaman fayda sağlıyor gibi görünse de yenilik geliştirme ve yeni fikir ortaya koyma sürecinde insanı daima köreltmektedir. Dahası, analizler sonrası kanıtlanmış pek çok bulgunun bir süre sonra başka mantıksal kuramlarla yanlış olduğunun tespit edildiği bir dünyada; gerçekten mantıkla sınırlandırılmış bir çerçevede düşünmenin sizi  %100 doğruya ulaştıracağına ve yeni fikirlere sahip olmanıza ve yenilik geliştirmenize yardımcı olacağına inanıyor musunuz? Yazımın sonuna gelmişken, bu soruyu cevaplamayı sizlere bırakıyor ve an itibariyle sizler için eleştirel düşünmeyi başlatan bir kıvılcım yakıyorum…